İngilizce’de ‘the cherry on the cake’ diye bir deyiş vardır. Halihazırda iyi olan bir durumda olması arzu edilen son dokunuş anlamında kullanılır.
İstanbul’da 10 saatlik iletişim eğitimi verdiğimiz bir kurumda, iş tanımında toplantılara çay-kahve servisi yapmak olan bir kat görevlisi vardı: Ayşen Hanım.
İlk çay servisinde ismini sormuş, teşekkür etmiştik. Sonraki her gelişinde de hızı ve özeni için teşekkür etmiştik grubun önünde. Eğitimimiz esnasında o kadar titizlikle ve hassasiyetle çay servisi yapıyordu ki, gün boyunca hem sıcacık çaylarımızı içebiliyorduk hem de masalarımızda boş çay bardakları hiç kalabalık etmiyordu. Ve her servisinde, çay yanında sunduğu atıştırmalıklarla acıkmıyorduk da. Gün sonunda o kurumda yıllardır çalışan katılımcılarımızdan biri dedi ki: ‘Bugüne kadar hiçbir toplantıda bu sıklıkla çay servisi yapıldığını görmedim!’ Yaptığımız tek şey ise işine gösterdiği özeni takdir etmekti.
Ekonomik Bilimler profesörü Paul J. Zak de takdirin güven üzerindeki etkisini nörolojik olarak araştırdığında şunu bulmuş: takdir bir hedefe ulaşıldıktan hemen sonra, iş arkadaşlarından geldiğinde, beklenmedik, somut, kişiliğe yönelik, ve herkesin önünde verildiğinde güven tazeliyor. (https://hbr.org/2017/01/the-neuroscience-of-trust)
Bugün siz de yüz yüze ya da çevrimiçi görüşmelerinde "çok iyi iş çıkardın" ötesine geçip, iş arkadaşlarınızı dinlerken keklerindeki kirazı bulmak için dinleyip takdir vermeye ne dersiniz?
Commentaires